Yazılar

Aydın GüçkıranBuradaki yazılar aklımda kalan bir cümleden bir isimden yola çıkılarak kurgulanmıştır. Gerçeği yansıtmaz.

Halamın defteri

18 Haziran 2024

Halamın eski defterlerinde bulduğum ,türkü sitelerinde bulunmayan bu deyişlerden belki faydalananlar olabilir.

Yürekten açıldı sed hazer yare

Acep bulunurmu bu derde çare

Şu benim kem bahtım ne kadar kara

Sağyar arar iken ağyare düştüm

Bir arzuhal eyledim şahlar şahına

Elbet bir gün bakar benim halime

Ruz-i şeb karar yok ahuzarıma

Sağyar arar iken ağyare düştüm

Göz önüne aldın dertli keremi

Bende kabul ettim derd-i veremi

Bir tabibe açsam ben bu yaremi

Sağyar arar iken ağyare düştüm

Bu devrin güzelleri hepsi vefasız

Hakikat aşık-ı yanar sefasız

Micaz-ı olanlar dertsiz cefasız

Sağyar arar iken ağyare düştüm

Kul mustafam niçin böyle yanarsın

Ölüm şerbetini içer kanarsın

Niçin herkesi sağyar sanarsın

Sağyar arar iken ağyare düştüm

Kul Mustafa

Bir dilbere aşık oldum

Kanar gitmez dertli gönül

Yandım aşkına ne çare

Söner gitmez dertli gönül

Bir dilber açtı bin yare

Yüzbin derman etmez çare

Dost yarasıdır bu yare

Çeker gitmez dertli gönül

Leyla ile mecnunda yok

Ferhat ile şirinde çok

Kerem ile aslıda yok

Söner gitmez dertli gönül

Medet haşiminin yari

Bir gün tutar seni narı

Dost yoluna canı seri

Verir gitmez dertli gönül

Haşimi

Derdimi söylesem tükenmez derdim

Acep derdi veren derman vermezmi

Lokmanın şahına derdimi açtım

Dedi dert içinde derman gizlidir

Yare öyle yare aşk yaresidir

Buna el sürülmez bir devasızdır

Tabibler tabibi yar vefasızdır

Sordumki tabibim benden dertlidir

Bana derdi verdin derman eyleme

Bana lutfeyledin azad eyleme

Yakup gibi yaşa düçar eyleme

Akan yaşta akıtanda dertlidir

Aşkın şarabını içirdin bana

Derd ile mihneti sen verdin bana

Yırtılmaz hırkayı giydirdin bana

Men aşıkam o maşuktur sadıktır

Kul aşıkım derki sen seni ara

Kur akıl terazin eyle bir yara

Aklı beşer olan ermez esrara

Muhabbetin öz canında gizlidir

Kul Aşık

Ela gözlerine kurban olduğum

Hüsnü zekatından yaz bana gönder

Bahçede açılmış gonca güllerin

Sar zülfün teline yaz bana gönder

Sen beni incelttin telinden ince

Dilimde azizsin gülümde gonca

Dahi vazgeçemem ismin duyunca

O şirin dilinden bir selam gönder

Mührümaha benzer iki gözlerin

Kudretten süzülmüşki güzelsin

İrfaniyem söylediğim sözlersin

Bari kağıda yaz bana gönder

İrfani

Muhammed alinin postunda oturan

Dört kapıyı kırk makamı bilmeli

Muhammed aliye talibim diyen

Farzdır evvel mürşidini bulmalı

Mürşidini bulda müşkülün ara

Mürşitsiz derdine bulmazlar çare

Mürşit seni ulaştırır bir şehre

O şehirde pazarbaşın olmalı

O şehirde Pazar başı alidir

O şehir muhabbetin gülüdür

Bu yol şahı merdan ali yoludur

İsteklinin muradını vermeli

Bir bina yap dört duvarın üstüne

Bir selam ver dört kapının dostuna

Üç sünnetin yedi farzın aslına

Bazı bazı bu sırlara ermeli

xxxxxxxxxx

Biz cemali bülbülüyüz

Dost bağıdır gülşenimiz

Biz aşkı dildaneyiz

Derttir bizim dermanımız

Biz meydana çıkandanız

Her birimiz pervaneyiz

Şemi cemale karşıdır

Her dem bizim devranımız

Zahid bizi mecnun sanar

İsyan ile meftun sanar

Biz firakı dildaneyiz

Mahmur durur viranemiz

Gerçek Süleyman olmayan

Nutgu tehur bilmeyen

Biganeye zat olmayan

Onlar bizim irfanımız

xxxxxxx

Gül yüzlü sevdiğim seyrana çıkmış

Salınıp gezdiği yerler hu çeker

Çiçekler selama boynunu eğmiş

Salınan ulu selviler hu çeker

Mübarek cemalin gün gibi yanar

Mestane gözlerin çark gibi döner

Doldurur badeler sakiler sunar

Mahı şesi kamber cenan hu çeker

Gözlerin kapatmış karsı sıvası

Edirne İstanbul zülfün bahası

Giyinmiş kuşanmış hasların hası

Giyinmiş yeşiller allar hu çeker

Medet hacı bektaş kapına geldim

Cemalin görünce el pençe durdum

Hak nasip eyledi muradım aldım

Yedi iklim dört köşe de hu çeker

Menendin yoğimiş gürcü revanda

Şam ı Diyarbakır halebi vanda

Ağalar el pençe beyler divanda

Bahri gibi nice canlar hu çeker

Xxxxxxxx

Yolu sapma ize gel

İnsan olup dize gel

Can bir ince ipliktir

İncilerle beze gel

İzan yolu incedir

Kılıçtan keskincedir

Gel güzel kulak ver

Sözümüz derincedir

Rastlar isen erine

Emri getir yerine

Suyun üstünde kalma

Derine en derine

Aşk ile bul hak yol

Boş bulunma hak ile dol

Kimsenin kulu olma

Olursan aşka kul ol

xxxxxxxxxxx

Lalem derki o dağı

Ferhat deldi bu dağı

Dosta sen vermezsin

Düşman evine gelmez

Bırak it yesin o yağı

xxxxxxxxxx

Ben canımı koydum senin yoluna

Benimde muradım ver ali ali

Fırsatım verme mervan dölüne

Sinemde yarası var ali ali

Halımdan bilmeze eş etme beni

Mihrican estirdi soldurdu teni

Büyüyüp batıyor aşkın dikeni

Çekemem bu aşkı zor ali ali

Suçumuz ne bizi güldürmüyorsun

Cahillerin kökünü sildirmiyorsun

Dert vermişsin derman buldurmuyorsun

Açtığın yarayı sar ali ali

Meftuni hallerim ne olur bilmem

Çekerim bu dertleri ağlarım gülmem

Hani ya demiştin yetmişe kalmam

Geleceksen artık gel ali ali

Meftuni

Eğer ilmi halimden sual eylersen

Dört kapılı eve gir gör nişanı

Oruç namaz haccın aslın ararsan

Sana arz edeyim dinle ey canım

İslama derler kurtuluş dini

Güruhu naci olup aşmak engini

Gönülden gidermek garezi kini

Ezelden bu oldu dinim imanım

Namazı kırklar ile eda eyledik

Kör nefsi candan cuda eyledik

Canan için canı feda eyledik

Camii güruha okur ezanı

Abdest namaz dersen bu adetimiz

Selatı daimdir ibadetimiz

Nesli pake çıkar seyadetimiz

Hamse i ehlibeyt ali zişanım

Oruç aç durmak ise hayvana gem tak

Günlerce somurtsun sen karşıdan bak

Orucun aslı kalbi eylemektir pak

Böylece kabul eder aklım izanım

Bizim abdestimiz su ile alınmaz

Günde beş kez tazelenip yelle bozulmaz

Namazımız dersen orda kılınmaz

Böyle acaip müslümanız biz

İftar lokmasında gözümüz yoktur

Ham evrah olana sözümüz yoktur

Havsalan kabul etmezse karşıdan bak dur

La mim ayn sin gaf sırrı nihanım

Biz müminiz elhak gali beli den

El tuttuk demanı pak ali den

İkrarımız hünkar bektaşı veliden

Efkarnı söyler daim zivanım

Hac ve zekat dersen sana ne diyeyim

Tavafa layık ol tavaf edeyim

Beytullah gönüldür nere gideyim

Haccül ekber ile geçer her anım

Eğilmez başımız taşa duvara

Hac için gitmeyiz yaban diyara

Biz niyaz ederiz cemali yare

Sümme veçullahtır canım cananım

Ahmet der ey gardaş özünü bil gel

Naci zümresine can yoldaş ol gel

Aşkın badesiyle mest olup dol ge

Bundan geri ol gel nazlı mihman

xxxxxxxxxxxxxxxxxx

Bugün bu bir lütufmudur

Dostlar asitane gelmiş

Hoş geldin sefa geldin

Derde derman merhaba

Bu gelmeniz bir hoş oldu

Gönüller sevgiyle doldu

Muhabbette karar kıldı

Ehli irfan merhaba

Ne kadar memnun ettiniz

Demimize dem kattınız

Varlığı beyan ettiniz

Kamil insan merhaba

Özledim zari giryanım

Gelenlere minnettarım

Ne kadar şadi gandanım

Durri yekta merhaba

Muhabbete doyulmuyor

Her can halımdan bilmiyor

İrfansız vakit geçmiyor

Hal bilen can merhaba

Vuslatı didar görenler

Hakkı hem mevcut bilenler

Birbirine kul olanlar

Gülü ruhsarım merhaba

Dedim sefalar getirdin

Goncayi güller bitirdin

Kalplerin pasını sildin

İlmi ledün merhaba

Bir nuru müseccem doğdu

Gecemiz hep gündüz oldu

Mikail maksuda erdi

Ulu sultan merhaba

Mikail

Nurlandık kuranda aldık himmeti

Noktanın sırrından sezdik vahdeti

Gönül bahçesinden ettik sohbeti

Davuti mevlaya erdik bakalım

Gel oldu vuslat cani gahımda

Kül oldu kainat yandı ahımda

Mahremiyet kalktı secdegahında

Cezbe i rahmana erdik bakalım

Yedi kat göklerin çıktık üstüne

Hediyemiz candır gönül dostuna

Her türlü buyruğun başım üstüne

Nihayet sidreye vardık bakalım

Akıl rehber ayrıldı bizde

Güç kuvvet kalmadı can ile tende

Tecelli bahride olmaz bende sende

Raf rafım imdada yetti bakalım

Zümmeriye eren inan ve iman

Nah zağal pazarla oldu numayan

Ev edna bahrine daldırdı canan

Sohbeti mevlaya erdik bakalım

Eridi kasavet yok olu cihat

Yek vücut olmuştuk yoktu kainat

Ademiyet geldi verildi berat

Onun alemine daldık bakalım

Bütün canlar alır bizden hüneri

Sahrada biz olduk hakkın rehberi

Dem verdik kainat oldu serseri

Yepyeni oyunlar kurduk bakalım

Akıl fikir zeka verdi el ele

Hele aşk tahtını kurunca dıle

Kainat oynadı verdi velvele

Seyir alemine daldık bakalım

Himmetin var ise iç hassatiden

Birlik zevkin işte canı gönülden

Kısmetin yoksa ne gelir elden

Gayretle aşka uyduk bakalım

xxxxxxxxxxxxx

Şu kara günlerim karanlık geçti

Bundan sonra ay gün doğsa bana ne

Taksim talihim kar kışa düştü

Yaz gelse yağmurlar yağsa bana ne

Ben güldümse talihim gülmedi

Yerimden kalkmaya takat kalmadı

Derler ki dostun gülü solmadı

Neyliyem açılsa solsa bana ne

Dost zülfünü yüz üstüne tarasın

Söyleyin kendine bir dost arasın

Ben bilirim bu feleği yarasın

Değil doktor lokman gelse bana ne

Meluliyem Azrail yolum alırsa

Gözüm görmez dilim söylemede kalırsa

Dost yanıma helalliğe gelirse

Yüzünü yüzüme koysa bana ne

XXXXXX

Kısmetindir gezdiren yer yer seni,

Arşa çıksan âkıbet: yer yer seni.

Onun için, onun adı yer oldu,

Önce besler, sonra kendi yer seni.

Aydın Güçkıran